hoşgeldiniz

WEBSİTEME HOŞGELDİNİZ ARKADAŞLAR

4/21/2021

MOBİL UYGULAMAM 1


 Merhaba arkadaşlar ben hasancan özen sizlere yeni mobil uygulamamdan bahsedeceğim ve ücretsiz indirebileceksiniz. yeni uygulamamda haber ve videolarını izleyebiliceksiniz. Uygulamamın adı Türkiye Magazin Ajansı olarak yayınladım. sizlerde buraya tıklayın ve uygulamamı indirebilirsiniz.

3/29/2021

İSTANBUL

 İSTANBUL, Türkiye'de  yer alan şehir ve ülkenin 81 ilinden biri. Ülkenin en kalabalık, ekonomik, tarihi ve sosyo-kültürel açıdan önde gelen şehridir. Şehir, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci, dünyada ise altıncı sırada yer almaktadır. 

İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki bölümüne Avrupa yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara boğaziçi Haliç'in sardığı bir yarımada üzerinde kurulan İstanbul'un batıdaki sınırını İstanbul surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330-395 yılları arasında Roma imparatorluğu 395-1204 yılları arasında Bizans İmparatorluğu,1204-1261 yılları arasında Latin imparatorluğu,1261-1453 yılları arasında tekrar Bizans İmparatorluğu ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, Hilafetin Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den kaldırıldığı 1924'e kadar islam dünyasının da merkezi oldu.

Son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz adasından çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası'nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500'lere tarihlenen Fikirtepe kültürü olduğunu göstermiştir.

Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul'un değil, tüm Marmara Bölgesi'nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası'nda Kalkedon: Avrupa Yakası'nda Byzantion'dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara'ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdürmüştür.

Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayan ve Asya ile Avrupa'yı ayıran İstanbul Boğazı'na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul'un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsular Riva,Kağıthane ve Alibeyköy dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos tepesi'dir. İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece,Küçükçekmece  ve Durusu gölleridir. İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdeniz makro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür. Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir.

İstanbul'un tarihi üç yüz bin yıl önceye kadar uzanmaktadır. Küçükçekmece Gölü kenarında bulunan Yarımburgaz Mağrasında yapılan kazılarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlandı. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanların yaşadığı sanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarında Alt Paleolitik Çağ'a, Ağaçlı yakınlarında ise, Orta Paleolitik Çağ ile Üst Paleolitik Çağ'a özgü aletlere rastlandı.

3/17/2021

RASİM ÖZTEKİN

 RASİM ÖZTEKİN HAKKINDA BİLGİ

Rasim Öztekin

Rasim Öztekin, Türk Tiyatro,Sinama ve dizi oyuncusudur.

oyuncu Pelin Öztekin'in babasıdır. İstanbul'daki Galatasaray lisesinin ardından İstanbul üniversitesi Basın yayın yüksek okulundan mezun olan sanatçı, sahne yaşamında ilk deneyimlerini İstanbul Akademik Sanatçılar Topluluğu ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ve Nöbetçi Tiyatro'da amatör çalışmalarla edindi. Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğunda profesyonel tiyatro sanatçılığına başladı. 2016 yılında Kel Hasan Efendi'nin kavuğu Ferhan Şensoy tarafından kendisine devredildi. 20 Eylül 2020 tarihinde ise kavuğu Şevket Çoruh'a devretmiştir.

1992-1995 yılları arasında televizyonlarda şov programları yaptı. 1994 yılında Gani Müjde ve Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı '2071'de Türkiye' adlı müzikali sahneye koyup oynadı. Tiyatronun yanı sıra, sinema ve dizi filmlerde de rol almıştır. TRT'ye program metin yazarlığı ve bir dönem Akşam Gazetesinde  köşe yazarlığı yapmıştır. Mart 2020'den itibaren Youtube'da yayımlanan içerikler üretmiştir.

ÖLÜMÜ

2004 tarihinde Rasim Öztekin'e kalp yetmezliği tanısı kondu. Kalp rahatsızlığı olan Öztekin, 8 Mart 2021 tarihinde geçirdiği Kalp Krizi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda olan Öztekin akşam saatlerinde doktorların müdahalesine rağmen tedavi gördüğü DR.Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hantanes'inde 62 yaşında hayatını kaybetti.

3/02/2021

CUMHURİYET HALK PARTİSİ

 CHP HAKKINDA BİLGİLER
Cumhuriyet Halk Partisi


Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk  liderliğinde kurulan Türk siyasi partisidir. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "CHP" şeklindedir. simgesi Altı Oktur. TBMM'de 135 milletvekili ile ana muhalefeti temsil eden partidir. Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. 

Sosyal Demokrasi ve Atatürkçülük görülerini benimseyen merkez solda yer alan bir siyasi partidir. Parti tüzük ve programında belirtilen bu görüşlerin yanında sosyal liberal eğilimler de barındırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve ilk yasal siyasi partisi olma özelliğini taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, 1923'ten 1950'ye kadar aralıksız iktidarda kalmış ve 1946'ya kadar genellikle tek parti yönetimini uygulamıştır. Türkiye'de en uzun süre iktidarda kalmış siyasi partidir. Atatürk tarafından "Halk Fırkası" adıyla kurulan partinin adının başına 1924'te "Cumhuriyet" sözcüğü eklenmiş, 1935'teki 4. Kurultay'da "fırka" sözcüğü yerine dış dünyayla daha uyumlu bir kelime tercih edilmesi kararlaştırılmış ve bugünkü "Cumhuriyet Halk Partisi" adı benimsenmiştir. 

12 Eylül darbesi'nin ardından, o dönem Bülent Ecevit'in genel başkanlık yaptığı  Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış; daha sonra 3821 sayılı yasaya dayanarak, kuruluşunun 69. yıldönümü olan 9 Eylül 1992 günü tekrar açılmıştır. 

CHP, kurucusu ve ilk genel başkanı Atatürk'ün vasiyeti ile tasarruf haklarını CHP'ye bıraktığı Türkiye İş Bankasının bir bölüm hissesinin de sahibidir. CHP'nin tasarruf hakkına sahip olduğu %28,1'lik orandaki bu banka hisselerinin kazancı, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuna aktarılmaktadır.

CHP'NİN KURULUŞU

Mustafa Kemal Atatürk
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kökleri Sivas kongresine dayanır. CHP'nin 1. Kurultayı olarak da kabul edilen, 4-11 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nde, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde işgallere direnmek amacıyla kurulan müdafaa-i hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i hukuk cemiyeti (ARMHC) adı altında birleştirilmiştir. 23 Nisan 1920'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi ARMHC delegelerinden oluşmuş, ancak 1922'de meclis, Birinci Grup ve ikinci grup adıyla iki gruba ayrılmıştır. 

Milli Mücadele zaferinden sonra Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Birinci Grup, ülke çapında siyasi örgütlenmeye girişmiş ve 28 Haziran 1923'te yapılan seçimlere tek liste ile girerek biri dışında bütün milletvekilliklerini elde etmiştir.

Lozan Antlaşması'nın kabulü nedeniyle mecliste baş gösteren yoğun tartışmalar üzerine Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1923'te 9 Umde adı verilen siyasi programı ilan etti ve iki gün sonra İçişleri Bakanlığı'na verilen bir dilekçeyle kendisine bağlı milletvekillerinden oluşan Halk Fıkrası'nı kurdu (Halk Fırkası'nın resmî kuruluş tarihi 11 Eylül 1923 olmasına rağmen, partinin kuruluş tarihi partileşme kararının alındığı 9 Eylül 1923 olarak kabul edilir.


2/23/2021

EKREM İMAMOĞLU

 EKREM İMAMOĞLU'NUN YAŞAMI VE KARİYERİ
Ekrem İmamoğlu

Ekrem İmamoğlu, Türk siyasetçi ve iş insanıdır. Haziran 2019'dan bu yana İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapmaktadır.

mamoğlu, 2014-2019 yılları arasında Beylikdüzü  Belediye Başkanı olarak görev yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday gösterildiği 2019 Yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilerek 17 Nisan 2019'da göreve başlasa da, Yüksek Seçim Kurulunun itirazlar sonucu İstanbul seçimlerini iptal etmesi nedeniyle 6 Mayıs 2019'da görevden alındı. 23 Haziranda Yenilenen seçimi de kazanan İmamoğlu, 27 Haziran 2019 tarihinde Mazbatasını alarak göreve başladı.

Ekrem İmamoğlu, 4 Haziran 1970'te, ticaretle uğraşan Hasan İmamoğlu ile çiftçilik yapan Hava İmamoğlu'nun oğlu olarak Trabzon'un Akçabat ilçesine bağlı Cevizli köyünde doğdu. Dört yaşındayken ailesiyle birlikte Yıldızlı köyüne taşındı.Yazları Kuran kursuna gitti ve ilkokula başlamadan önce kur'an okumayı öğrendi.Yedi yaşındayken kaybettiği dedesi, Türk Kurtuluş Savaşı gazisi Mevlüt İmamoğlu'ndan Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi edindi.

Trabzon lisesinden Mezun olduktan sonra KKTC'de önce Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü kazandı, akat birkaç gün sonra kaydını Girne Amerikan Üniversitesi iletişim fakültesi İşletme bölümüne aldırdı. Ailesinin 1987 yılında İstanbul’a taşınmasının ertesinde, KKTC’de iki yıl öğrenim gördükten sonra 1990 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'ne yatay geçiş yaptı ve bu bölümden 1994 yılında mezun oldu.

1995'te İstanbul Üniversitesi İnsan Kaynakları ve Yönetimi bilim dalında başladığı yüksek lisans eğitimine bir süre ara verdi ve Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde öğrenci affından yararlanarak mezun oldu.

İlkokuldayken hentbol oynayarak başladığı spora futbol ile devam etti.Trabzon Lisesi takımının kaleciliğini yaptı. Üniversite eğitimi için gittiği KKTC'de Türk Ocağı Spor Kulübü nün kalecilerinden biri oldu ve “Uçan Çuval” lakabıyla anılmaya başladı. 2002'den itibaren Trabzonspor'un yönetiminde yer aldı. Daha sonra Beylikdüzü Spor Kulübü'nde de yöneticilik yaptı. 1994’te tanıştığı Dilek Kaya ile 18 Kasım 1995 tarihinde evlenen İmamoğlu'nun Mehmet Selim (d. 1997), Semih (d. 2005) ve Beren (d. 2011) adlarında üç çocuğu vardır.

2000’li yılların başında siyasi görüş olarak CHP'ye yaklaştı. Atatürkçü düşünceleri vesilesiyle 2004 Türkiye Yerel Seçimlerinde CHP'den Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'na aday olması için kendisine yapılan teklifi Trabzonspor’daki yöneticiliği gerekçesiyle reddeden İmamoğlu, Ekim 2008’de CHP üyesi olduktan sonra 2009 Türkiye yerel seçimlerinde Beylikdüzü belediye başkanlığı için aday adayı oldu fakat partisi tarafından aday gösterilmedi. 

16 Eylül 2009'da CHP Merkez Yürütme Kurulu tarafından CHP  Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na atandı;kısa sürede ilçe teşkilatını baştan yapılandırdı ve 27 Aralık 2009'da yapılan CHP Beylikdüzü İlçe Kongresi'nde seçilen ilk ilçe başkanı oldu. İmamoğlu, CHP  Beylikdüzü İlçe Başkanı olduğu dönemde partisinin ilçe halkıyla iletişimini artırmak için Dayanışma Evleri kurdu, konser ve sergi gibi kamusal etkinlikler düzenledi, halka sosyal yardımlar dağıtılmasını sağladı, kadın kolları ile gençlik kollarını genişletti ve ilçedeki okulların tadilatının yapılmasını sağladı. İmamoğlu, 18 Mart 2012'de yapılan CHP  Beylikdüzü ilçesi 2. kongresinde yeniden ilçe başkanı seçildi.

2/22/2021

ENES BATUR'UN YAŞAMI VE KARİYERİ

 ENES BATUR HAKKINDA BİLGİ

Enes Batur
Enes Batur Sungurtekin, 9 Nisan 1998'de Arzu ve Fatih Sungurtekin çiftinin oğlu olarak Antalya'da doğdu. 
Sungurtekin kanalında yayınlamış olduğu bir videoda annesinin Malatya'lı, babasının Adahalı olduğuna değinmiş, kendisini de Adanalı olarak tanımlamıştır. 

2017'de düzenlenen 44. Altın Kelebek Ödülleri'nde ilk kez dağıtılan En İyi YouTuber Ödülü kendisine verildi; ancak daha sonra geri istenildi. 2018'de düzenlenen 5. Altın Palmiye Ödülleri'nde Yılın Sosyal Medya Fenomeni Ödülü'nü kazandı. Başrollerini Ceyda Düvenci ve Bekir Aksoy ile paylaştığı ilk filmi Enes Batur Hayal mi Gerçek mi, 19 Ocak 2018'de vizyona girdi. ikinci Filmi Enes Batur Gerçek Kahraman 31 Mayıs 2019'da vizyona girdi. Batur, 2019 yılının Haziran ayında Survivor adlı yarışma programında konuk olarak bir bölümde yarıştı. 

Enes Batur, Antalya Bilim Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde bir süre eğitim almış,YouTube kariyeri gelişince yüksek eğitimine Nişantaşı Üniversitesi'nin Sinema ve Televizyon bölümünde devam etmiştir.

Nisan ve Mayıs 2020'de Oyuncak Avı adlı kanalın, SocialBlade  verilerine göre bir günde 8 milyonu aşkın abone kazanarak Enes Batur'u geçtiği ve Türkiye'nin en çok aboneye sahip bireysel YouTube kanalı olduğuna dair çeşitli haberler yayımlandı. Ancak SocialBlade Enes Batur'un sıralamasını değiştirmedi e Oyuncak Avı Adlı kanalı ABD menşeli olarak sınıflandırdı.
.

AŞIK VEYSEL'İN SANAT YAŞAMI

 AŞIK VEYSEL HAKKINDA BİLGİ

Neşet Ertaş, Kırşehir ve ardından 2 yıl da Kırıkkalede  
Aşık Veysel
bulunduktan sonra 1957 yılının sonunda istanbula 
elerek Şen Çalar Plak'ta ilk plağını Neden Garip Garip Ötersin Bülbül adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkarır. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. 2 yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir ve sahne hayatına burada devam eder. 1962'de İzmir Narlıdere'de askerliğini yapar. Askerliğini yaptıktan sonra Ankara'da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanışır ve hemen evlenir. Babası Muharrem Ertaş, Neşet'in bu evliliğine şiddetle karşı çıkar. Bu olaylardan sonra Neşet Ertaş ve Muharrem Ertaş uzun yıllar konuşmazlar. Neşet Ertaş ve Leyla Ertaş'ın bu evlilikten Döne ve Canan adında iki kız ile Hüseyin adında bir erkek çocukları olur. 7 yıl evli kaldıktan sonra 1970'lerin başlarında ayrılırlar. 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirir ve işsiz kalır. Kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider ve burada tedavi olur. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür. 

Demirel zamanında kendisine sunulan devlet sanatçısı ünvanını; "O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım." diyerek geri çevirmiştir. Halk bu tavra destek vermiş ve Neşet Ertaş âdeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap hâlinde yayımlanmıştır.

HACI BEKTAŞ VELİ

 

HACI BEKTAŞ VELİ HAKKINDA BİLGİ

HACI BEKTAŞ VELİ
Asıl adı Bektaş olup muhtemelen ölümünden sonra Hacı Bektâş-ı Velî diye şöhret bulmuştur. XIII. yüzyıl Selçuklu Anadolusu’nda Babaî hareketinin lideri Baba İlyâs-ı Horasânî’nin çevresine, XIV. yüzyılda Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşuna, XVI. yüzyılda kendi adını alacak olan Bektaşîlik tarikatının teşekkülüne adı karışan Hacı Bektâş-ı Velî’nin, devrinin kaynaklarında hemen hiçbir iz bırakmadığına bakılırsa yaşadığı dönemde yaygın bir şöhrete sahip olmadığı söylenebilir. Öte yandan Yeniçeri Ocağı’nın ve Bektaşîliğin pîri kabul edilmesi ve Alevî-Bektaşî kesiminde bir iman esası olan güçlü konumu onu çözümlenmesi gereken tarihî bir problem haline dönüştürmektedir. Bu durum, hakkındaki yetersiz tarihî bilgilerle menkıbelerin yarattığı çift yönlü (tarihî-menkıbevî) şahsiyetinin birbiriyle uyuşmazlığından kaynaklanmaktadır.

Menkıbevî Hacı Bektaş Rum abdallarının pîridir; Diyâr-ı Rûm’un (Anadolu) büyük evliyasındandır. Tarihî şahsiyetini menkıbevîleştiren anlaşılması ve tahlili güç bu dönüşüm süreci, onu daha XIV. yüzyıldan itibaren zamanımızda da bütün gücüyle varlığını koruyan çok önemli bir kültün, Anadolu’daki heterodoks Müslümanlığın merkez şahsiyeti yapmıştır. Mesele, Baba İlyas’ın sayısı oldukça fazla halifelerinin arasından yalnızca bu mütevazi Türkmen babasına nasip olması noktasında odaklanmaktadır. Ne Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ne Yûnus Emre ne de Anadolu’da yaşamış başka hiçbir sûfî onun kadar güçlü bir kutsallaştırmanın konusu olmuştur. Bu bağlamda, bugünkü Hacı Bektâş-ı Velî’nin tarihî Hacı Bektâş-ı Velî’nin ölümüyle doğduğunu söylemek tarihî bir gerçeği ifade etmek olacaktır. Dolayısıyla Hacı Bektâş-ı Velî’yi bu iki paralel (yaşarken ve öldükten sonraki) kimliğiyle ele almak zarureti vardır. Ancak yaşadığı dönem ve çevreden hiçbir yazılı kaynak veya belge bugüne intikal etmediğinden onun tarihî hüviyetini belirleyebilmek mitolojik şahsiyetini tahlil etmekten çok daha zordur. Dönemin resmî kronikleri, hatta sûfî kaynakları bile ondan bahsetmez. Bu bilgi kıtlığı, Hacı Bektâş-ı Velî’yi Türkiye’de zaman zaman siyasî-ideolojik spekülasyonların itibarlı malzemesi haline getirmiştir. Bundan dolayı Hacı Bektâş-ı Velî problemini iyi anlayabilmek için hakkında bilgi veren kaynakların mahiyetinden söz etmek gerekir.

Hacı Bektâş-ı Velî’yi ancak kendi zamanından epeyce sonra yazılmış ikincil kaynaklardan incelemek mümkündür. Bu kaynakların en eskisi, XIV. yüzyılın ünlü sûfîlerinden Âşık Paşa’nın oğlu Elvan Çelebi’nin Menâkıbü’l-kudsiyye adlı menkıbevî aile tarihidir. Hacı Bektâş-ı Velî’nin şeyhi olup 1239 veya 1240 yılında Selçuklu yönetimine karşı Babaî İsyanı diye bilinen büyük sosyal hareketi gerçekleştiren Vefâî şeyhi Baba İlyâs-ı Horasânî’nin torunu olan bu sûfî şair, eserinde Hacı Bektâş-ı Velî’den kısaca bahsetmesine rağmen çok önemli ipuçları verir.

1/12/2021

BASKETBOL NEDİR?

Basketbol
 Basketbol ya da Sepettopu, elle idare edilen bir topla oynanan popüler bir Takım oyunu ve spor dalı. Profesyonel basketbolda beşer kişilik iki takım, yerden yüksekliği Avrupa standartlarına göre 3,05 metre olan ve pota adı verilen, yere paralel konumdaki bir çemberden topu geçirerek, rakibinden daha fazla sayı yapmak suretiyle, on ikişer, onar veya sekizer dakikalık dört periyottan oluşan maçı kazanmaya çalışır.

TARİHÇE

Basketbol ABD'nin Massachusetts eyaletinde, Springfield Genç Hristiyan Erkekler Birliği (YMCA) Eğitim Okulunda beden eğitimi öğretmeni olan Kanadalı DR. James Naismith tarafından 1891'de icat edilmiştir. Atlet ve Beyzbolculara kış antrenmanı yaptırmak amacıyla geliştirilen bu oyunda amaç, tahtadan yapılmış altı kapalı şeftali sepetlerine Futbol topunun sokulmasıydı. Sepet yaklaşık 3 metre yükseklikte duvara monte ediliyordu ve her sayıdan sonra top sepetten elle çıkarılıyordu. Zamanla sepetin altı çıkarıldı ve sayı olan ancak sepete takılan toplar bir değnekle itilerek çıkarılmaya başlandı.

Orta Amerika'da yerleşik Mayalarla ile ilgili günümüze gelen kalıntılardan edinilen bilgilere göre, basketbolun biraz daha farklı tarzda veya daha çok fiziki güce dayalı oynandığı söylenebilir. Bugünkü Basketbol oyun alanının en az 5 misli büyüklükte bir sahada mermerden yapılmış duvarlar üzerine yerden yaklaşık 4 metre yüksekliğe yere paralel değil, dik olarak sabitlenmiş ve yarım metre çapındaki çemberlerle oynanan ''Tlahiotenieé'' oyunu bugünkü basketbol sporundan daha zor şartları içinde barındırıyordu. James Naismith'in basketbolu Tlahiotenieé oyundan esinlenerek yaptığı düşünülmektedir.

Basketbol ilk olarak 7 kişilik iki takım arasında yirmişer dakikalık üç devre üzerinden oynanmıştır. Dr. Naismitih bu oyuna "sepet topu" anlamına gelen "Basket Ball" adını verdi. 

Basketbolun ünü, bulunmasından kısa bir süre sonra ortaya çıktığı okulu aşarak bütün okullara, üniversitelere ve hatta semtlerde bulunan jimnastik salonlarına kadar yayılmıştır. Gençlerde bu spora karşı uyanan istek ve heyecanda kulüpleri basketbol şubeleri açıp takımlar kurmaya zorlamış ve böylece basketbol, Amerika'nın en popüler ulusal oyunu haline gelmiştir.

Basketbolun  Avrupadaki İlk denemesi, 1893 yılında paris'in Trevise sokağındaki eski bir jimnastik salonunda yapılmıştır. Daha sonraları, özellikle 1, Dünya savaşı sırasında, basketbolun Avrupa'da yayılmasında Amerikalı askerlerin büyük etkisi olmuştur. Hızla gelişme gösteren basketbol böylece Avrupa'da en gözde sporlar arasında yerini almıştır. Amerika, 1897 yılında erkeklerde, ardından 1900 yılında kadınlar arasında ilk milli basketbol şampiyonalarını düzenleyerek, bu sporu ülke çapında popüler hale getirmiştir. Amerikalılar milli spor olarak benimsedikleri basketbolu,1904 Yaz olimpiyatları'nda kulüp takımları arasında maçlar düzenleyerek, Olimpiyat Oyunları'na katılan tüm ülkelere tanıtmışlardır. 1905 yılında dünyanın en büyük spor salonlarından Madison Square Garden, kapılarını basketbola açmıştır.

1/10/2021

FUTBOL NEDİR

Futbol
 Futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım arasında, kendine özgü Küresel bir topla oynanan takım sporudur. 21. yüzyıl itibarıyla 200'ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta olup dünyadaki en popüler spordur.

Her iki kısa kenarında birer kalenin yer aldığı, dikdörtgen şeklindeki bir sahada oynanır. Oyuncuların amacı, temelde ayak olmak üzere, eller ve kollar hariç vücudun kısımlarını kullanarak topu karşı takımın kalesine sokarak gol atmaktır. İstisnai olarak her iki takımın kalesini koruyan kaleciler, ceza alanı olarak adlandırılan  kendileri için belirlenmiş alanların sınırları dahilinde topa elle müdahale edebilmektedirler. Topun, sahanın uzun kenarlarından saha dışına çıkması durumunda taç atışı (topa son olarak hangi takım oyuncusu temas etmişse karşı takım kullanır), kısa kenarlarından dışarı çıkması durumunda ise köşe (bir oyuncunun, topu kendi kale çizgisi dışına çıkarması durumunda karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan kullanılır) veya aut vuruşu (topun, hücum oyuncuları tarafından kale çizgisi dışına vurulması sonucunda ceza sahası içindeki kale sahasından vuruşu yapılarak top oyuna sokulur) ile oyun yeniden başlar. Kırk beşer dakikalık iki devreye ayrılan 90 dakikadan oluşan bir maçta karşı takımdan daha fazla gol atmayı başaran takım galip gelirken atılan gol sayılarının eşit olması durumunda maç berabere tamamlanır. Bazı müsabakalardaki kurallara göre normal süresi berabere tamamlanan maçlarda on beşer dakikalık iki devre halinde oynanan uzatma dakikaları,eşitliğin bu sürede de bozulmaması durumunda penaltı vuruşları sonucunda galip gelen taraf belirlenir.

MÖ 300-200 yıllarında Çinde ortaya çıkan ve günümüzdeki futbolla benzerlikler taşıyan cuju, oynanış bakımından futbola benzeyen ilk oyun olarak kabul edilmektedir. Yıllar boyunca dünyanın farklı yerlerinde futbola benzeyen oyunlar oynansa da modern futbol kuralları ilk olarak 1863 yılında futbol birliği tarafından sistemleştirilmiş olup günümüze kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Futbolun uluslararası alandaki yönetim teşkilatı Uluslararası Futbol Federasyonlar Birliğidir.

Futbol, Uluslarası Futbol Birliği Kurulu tarafından belirlenen 17 Temel kural çerçevesinde oynanmaktadır. Maçlar, küre biçimindeki spora özgü bir topla oynanır. On birer oyuncudan oluşan iki rakip takımın amacı, bu topu karşı takımın kalesine (iki yan direk ile bunları birleştiren üst direkten oluşur) sokarak gol atmaktır. kırk beşer dakikalık iki devreden oluşan 90 dakika sonucunda rakibinden daha fazla gol atan takım, maçtan galip olarak ayrılır. Atılan gol sayılarının eşit olması durumunda maç berabere sonuçlanmış olur. Müsabakalarda, kurallara uygun şekilde maçı yöneten bir orta hakem, iki yardımcı hakem ve bir dördüncü hakem bulunmaktadır. Bazı turnuvalarda ise iki ek yardımcı hakem ya da video yardımcı hakemler bulunabilir.

Oyunun temel kuralına göre oyuncular, topa el veya kolla müdahale etmemelidir. Takımının kalesini korumakla görevli Kaleciler ise yalnızca belirlenen alan dahilinde topa el veya kolla müdahale edebilir. İstisnai olarak, oyunun taç atışıyla yeniden başlaması durumunda oyuncular, topu elle oyuna sokarlar.

1/07/2021

SPOR NEDİR?

 SPOR HAKKINDA KISA BİLGİ


SPOR

Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel veya zihinsel aktivite. Kişilerin yaptıkları hareketlere ek olarak top, Hayvan gibi birtakım objelerle yapılan hareketlerin tümünü kapsamaktadır. Bazı kesimler, yalnızca zihinsel yeteneklere dayalı bazı masa oyunlarınıda da spor olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, kendine has kuralları ve oynayış biçimi olan birçok spor dalı bulunmaktadır. Bilinen en eski spor dalı Atletizmdir.